Yıllık izin hakkı kaynağını çalışanın dinlenme hakkı ilkesinden almakta olan bir insan hakkı olup söz konusu hak hem uluslararası alanda hem de ülkemiz mevzuatı ile koruma altına alınmıştır. Yıllık ücretli izin hakkı ile çalışanın çalışan ruh ve beden sağlığının korunması amaçlanmıştır. Bu amaç, çalışana ihtiyaç duyduğu dinlenme süresinin sağlanması suretiyle gerçekleştirilmektedir. Yıllık ücretli iznin nasıl uygulanacağı yasal mevzuat ile detaylıca düzenlenmiş olup, hak kayıplarının veya olası uyuşmazlıkların önüne geçmek adına mevzuatta yer alan usul ve esaslara uygun şekilde yıllık izin kullandırılmalıdır.
I. Yıllık Ücretli İzin Hakkı Vazgeçilemezdir
Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. Nitekim 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 53.maddesinin ikinci fıkrasında da yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunmaktadır. Yıllık ücretli izin hakkı işçinin dahi üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir hak olmayıp yıllık izne ilişkin hükümlerin uygulanmasından da feragat etme hakkına sahip değildir. Hatta işçi çalışamaya devam ettiği sürece izin kullanmadan çalışsa ve ücretinin ödenmesini kabul etse de anayasal temel hak olan yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilmesi kanunen mümkün değildir. Burada temel amaç işçinin sırf daha fazla para alabilmek adına yıllık izin hakkından vazgeçmesinin önüne geçmektir. Bu şekilde işçi temel hakkı olan dinlenme hakkı bakımından kendisine karşı da korunmaktadır. Aynı zaman da işverenin de iş akdi devam ettiği sürece ödeme yapmaktan kaçınması gerekmektedir. Zira iş akdi devam ettiği sürece işveren tarafından yıllık ücretli izin hakkına karşılık yapılacak herhangi bir ödeme bu kapsamda değerlendirilmeyecek iş akdinin sona ermesi durumunda da aynı hakka ilişkin mükerrer ödeme yapma durumu söz konusu olabilecektir.
Yıllık ücretli iznin niteliği, onun, iççi açısından kullanılmasını ve işveren açısından da kullandırılmasını gerektirmektedir. İşçi onay verse de işveren izni kullandırma yükümlülüğünden kurtulamaz.
II. Yıllık Ücretli İznin Bölünmemesi Esastır
Yıllık ücretli izin tek taraflı olarak işverence bölünmek suretiyle işçiye kullandırılamaz. Bu nedenle asıl olan işçinin yıl içinde kazandığı yıllık izin sürelerinin tamamını bir sonraki yılda bütün halinde kullanmasıdır. Burada amaç işçinin tam dinlenmesini sağlayarak etkin bir şekilde dinlenme hakkının kullanılmasıdır. Ancak tarafların anlaşması koşuluyla Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 6.maddesinin üçünü fıkrası uyarınca yıllık izin süreleri bölümler halinde kullanılabilir. Bununla beraber kullanılacak sürelerin bir bölümü on günden aşağı olamaz. Bunun dışında ise bölünme sayısı bakımından bir sınırlama yapılmamaktadır. Yani bir bölümü on gün olduğu sürece diğer günlerin bölünme sayısında herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Yıllık ücretli iznin bölünerek uygulanması durumunda işverenin kanunda belirtilen sürenin üzerinde yol izni vermek yükümlülüğü söz konusu değildir. Eş deyişle yıllık ücretli iznin bölünmesi durumunda işverenden talep edilebilecek ve verilmesi zorunlu olan yol izni süresi artmamakta toplam dört gün olarak kalmaktadır.
III. Yıllık İzin Süresi İçinde Sayılmayan Günler Eklenir ve Yıllık İzin Diğer İzinlere Mahsup Edilemez
İşveren tarafından işçiye yıl içinde verilmiş olan başka ücretli ve ücretsiz izinler, dinlenme ve hastalık izinleri de yıllık izne mahsup edilemez. İşçinin muvafakati olsa dahi bu durumun aksi kararlaştırılmaz. Bunun yanında işçinin izin sırasında hastalanması durumunda hastalıkta geçen süreler izin süresine eklenir. Yalnız izin dönemindeki hastalığın izinden sayılmaması için doktor raporuyla belgelenmesi şarttır. Ancak yıl içinde verilen izinlerin yıllık izin olduğuna dair ispat yükü işverendedir. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. Bu nedenle yıllık izinlerin tam ve eksiksiz kullandırıldığına ilişkin ispat yükü işverendedir. Anayasal bir hak olan dinlenme hakkının özel önemine ilişkin olarak da yıllık izinlerin kullandırılmasının tanık beyanı ile ispatı zorlaşmıştır.
Öte yandan yıllık ücretli izinde amaç işçinin normal zamanda çalıştığı günlerde dinlenmesini sağlayarak ruh ve beden sağlığını iyi tutmaktır. Bu nedenle normal zamanda işçinin dinlendiği zamanlar da yıllık izin süresi içerisinde değerlendirilemez. Tatil yapılan cumartesi günü, gerçekte iş günü olduğundan yıllık izin süresinden sayılır. Cumartesi çalışılmayan ve bu güne ait sürenin diğer iş günlerine bölünerek çalışma süresinin tamamlandığı işyerlerindeki işçilerin yıllık ücretli izin sürelerine sadece bir günlük hafta tatili eklenir, çalışılmayan cumartesi günleri eklenmez. Çünkü çalışılmayan cumartesi gününe ait iş saatlerinin diğer beş güne dağıtılması, işçinin haftada bir yerine iki gün tatil yapmasını sağlamaya yönelik olup, daha uzun bir yıllık izin olanağının yaratılmasıyla ilgili değildir.
İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshinin ihbarı durumunda 4857 Sayılı İş Kanununun 17.maddesinde belirlenmiş olan geçmesi gerekli bildirim önelleri yıllık izin süresiyle iç içe giremez. Yani işveren işçinin sözleşmesini yıllık izindeyken önelli feshe kalkışırsa, izin süresince öneller işlemez. Oysa işçi, yıllık izindeyken önel vererek sözleşmeyi feshederse, bu durumda öneller izinde de işler. Aynı şekilde, 4857 Sayılı İş Kanununun 27.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin feshi bildirilen işçiye verilmesi gerekli yeni iş arama izni de yıllık izin süresiyle çakışamaz.
IV. Yıllık İzin Süresine Yol İzninin Eklenmelidir
4857 Sayılı İş Kanununun 56.maddesinin altıncı fıkrası uyarınca “Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır.“ Bu kapsamda verilecek yol izni süresi işçinin iznini geçireceği yerin uzaklığı ve ulaşım olanakları gibi objektif esaslar göz önünde bulundurularak işveren tarafından belirlenir. Bununla beraber işverenin işçiye sıkışık bir süre vermesi doğru bulunmadığı gibi, işçinin de keyfi bir ek izin süresi istemesi doğru değildir. İznini başka yerde geçirmeyecek olmasına rağmen yol izni alan işçinin, iznini işyerinin bulunduğu yerde geçirmesi, sadakat borcuna aykırı olup, işverene iş sözleşmesini 4857 Sayılı İş Kanununun 25. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca göre derhal fesih hakkı verir. Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 8.maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca yol izni alan işçiler bu süreyi kullanmadan işe dönerlerse, işveren bu işçileri anılan sürenin bitiminden önce işe başlatmayabilir.
V. Yıllık İzinde Çalışmak Yasaktır
Yıllık izin işçiye dinlenme olanağı sağlamalıdır. Gerçi işçi yıllık izinden doğru biçimde yararlanmaya zorlanamaz. Zira işçinin yıllık izin süresince işverene karşı bir dinlenme borcu yoktur. O, bu boş zamanı gönlünce değerlendirebilir, kural budur. Fakat izin esnasında bir başka işte ücret karşılığında da çalışamaz. Çünkü işçinin işverence sağlanmış ve ödenmiş serbest zamanı, iznin amacını tehlikeye sokan bir paralı işte kullanması, dürüstlük kuralına aykırıdır. Eğer çalışırsa, işveren 4857 Sayılı İş Kanununun 58.maddesi uyarınca ona ödediği izin ücretini geri alabilir veya henüz ödememişse ödemekten kaçınabilir.
İşçi, yıllık izinde işyerinde veya başkasının işyerinde, işveren veya başkası için ücretli çalışamaz. Yapılan işe karşılık para olmasa da şayet maddi bir değer ise bu da çalışma yasağı içine girer. Söz konusu çalışmanın kazanç getirici bir uğraş olmaması gerekir. Buna göre, işçinin ücret almaksızın çalışması, örneğin akrabasına veya tanıdığına yardım etmesi durumunda, 4857 Sayılı İş Kanununun 58.maddesinde yer alan hüküm uygulanmayacaktır. Bu durumda karşılıksız çalışıldığını kanıtlama yükü ise, işçidedir. Diğer yandan, yıllık izin süresinde işyerinde ve işvereninin bilgisi dâhilinde çalışan işçiden izin ücretinin geri istenmesi, dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. Bu durumda, işveren, kendi bilgisi dâhilinde işyerinde çalışan işçisine ödemiş olduğu yıllık izin ücretini geri isteyemez.
Kısmi süreli iş sözleşmeleriyle müteaddit işverene bağlı olarak çalışan işçinin, yıllık izin süresi içinde, diğer işverenleri nezdinde, izinden önceki çalışma düzenine uygun olarak yani aynı çalışma sürelerine riayetle çalışmasına devam etmesi izinde çalışma yasağını ihlal oluşturmaz.
İzinde çalışma yasağı, izin süresince ücret karşılığı bir işte çalışma yasağıdır. Burada ücret karşılığı çalışmanın, mutlaka iş sözleşmesine dayanması da gerekmez; ücret karşılığı çalışma, hizmet, istisna, vekâlet, nakliye, adi şirket gibi herhangi bir sözleşmeye dayanabilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki işçinin yıllık izindeyken ücretli bir izinde çalışması, sadakat borcuna da aykırılık oluşturur ve işverene bu yüzden sözleşmeyi derhal (haklı nedenle) feshedebilir.