Ceza Hukuku

Ceza Hukuku

Ceza hukuku, genel anlamda toplumsal huzur ve güvenliğin sağlanması adına kamu eliyle maddi olarak hangi eylem ve davranışların suç olarak nitelendirilerek cezai yaptırım öngören, şekli anlamda ceza yargılamasının usulünün belirlendiği kamu hukuku alanını ifade etmektedir.  Hukukumuzda maddi anlamda hangi eylem ve davranışların suç olarak nitelendirildiği genel nitelikli Türk Ceza Kanunu ve özel nitelikli diğer kanunlarda (Basın İş Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Sınai Mülkiyet Kanunu ve diğerleri) cezai yaptırımları ile birlikte düzenlenmiştir. Şekli anlamda ise suç niteliği taşıyan eylem ve davranışlara yönelik hangi usul ve esasların izleneceği Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dahilinde belirlenmiş olup soruşturma süreci (savcılık aşaması) ve kovuşturma süreci (dava açılması ve sonraki aşama) olmak üzere iki ana süreç takip edilmektedir.

Usul hukuku dahilinde maddi anlamda suç olarak nitelendirilen eyleme yönelik soruşturma faaliyeti, eylemin savcılığa ihbarı üzerine şikâyete tabi olan suçlar yönünden şikâyetin varlığı, diğer suçlar yönünden savcılıkça kendiliğinden gerçekleştirilmektedir. Soruşturma neticesinde suçun işlendiği konusunda kanaat oluşturulacak delillerin mevcut olması halinde savcılıkça şüpheli kişinin cezalandırılması talebi ile iddianame düzenlenerek kovuşturma faaliyetinin gerçekleştirilmesi adına dosya suçun niteliğine göre ilgili mahkemesine (asliye ceza mahkemesi, ağır ceza mahkemesi, fikri ve sınai haklar mahkemesi ve diğer ceza mahkemeleri) gönderilerek dava açılarak kovuşturma aşamasına geçiş sağlanmaktadır. Kovuşturma aşamasında ise mahkeme savcılığın iddianamesi ışığında suçun işlenip, işlenmediği, delillerin mevcut olup olmadığı ya da usule uygun olarak toplanıp toplanmadığını değerlendirerek suçu işlediği iddia edilen sanık konumundaki kişi hakkında hüküm kurmaktadır.

Ceza yargılamasında soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında delillerin doğru şekilde değerlendirilmesi ve sürecin doğru şekilde yönlendirilmesi hem mağdur/müşteki/katılan yönünden hem şüpheli/sanık yönünden önem arz etmekte olup hukuki destek alınmaksızın yürütülen süreçlerde iddia edilen suça konu eylemi gerçekleştirmemiş kişinin cezalandırılması ya da doğru delillerin toplanamaması nedeniyle suçu işlemiş kişilerin cezalandırılmaması sonucu doğabilmekte olup bu haller kamu vicdanını da yaralamaktadır.

Bu itibarla adaletin hukuka uygun şekilde tecelli etmesinin sağlanması adına ERK Hukuk Bürosu olarak genç ve dinamik ekibimizle başta 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar ve diğer özel kanunlarda düzenlenen suçlara yönelik yürütülen hukuki süreçlerde, soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli/sanıklar için müdafilik, müşteki/katılanlar için vekillik görevini gerçekleştirmekte savcılık, ilk derece mahkemesi, istinaf mahkemesi ve Yargıtay nezdinde görülecek davalarda savunmalarımız ve diğer beyanlarımız ile süreci titizlikle yürüterek müvekkillerimize  Ceza Hukuku’na ilişkin her türlü konuda da danışmanlık hizmeti sunmaktadır.